İran tur duyurularımızın ardından muhakkak “Ben İran'a gitmem” cümlesiyle karşlaşıyoruz. Bu cümleyi kuranlar şüphesiz birçok farklı argüman öne sürebilir. Biz bu yazımızda neden İran'a gitmeliyiz sorusunun cevabını aramaya çalışacağız.
İran, Türkler için tarih boyunca oldukça önemli bir yere sahip olmuştur. Selçuklulardan Safevilere, Osmanlı’dan Kaçarlar’a kadar iki halkın tarihi hep birbirine değmiştir. Rıza Şah Pehlevinin iktidarı devraldığı 1919 yılına kadar yüzyıllar boyunca İran, Türkler tarafından yönetilmiştir. Örneğin, Büyük Selçuklu Devletinin başkenti bugün İran sınırları içerisindedir. Hakeza İran'ın Şiileşme süreci de bir Türk imparator olan Şah İsmaille birlikte gerçekleşmiştir. Bugün İran nüfusunun neredeyse yarısını Türkler oluşturmaktadır. Dolayısıyla tarihi öğrenmek ve bugünü tanımak için İran birçok hazineyi içinde barındırmaktadır.
Peki, İran'a gitmemiz bize neler getirecek?
Şiraz, Yezd, İsfahan, Kaşan ve Tahran şehirlerini gezerken o kadar farklı medeniyetin izlerine şahit olacaksınız ki. Pers İmparatorluğundan Selçuklulara, Safevilerden Kaçar Hanedanına tarihin içinde bir yolculuğa çıkacak Zerdüştlüğü, Şah Dönemi İranını ve bugün hakim olan Mollaların İran'ını tanıma fırsatı yakalayacaksınız.
Öte yandan, sünni olmalarına rağmen bugün halen şiirleriyle herkesin dilinde ve gönlünde olan Hafız ve Sadi'yi keşfedeceksiniz. Şiraz'da alelade bir sokakta yürürken Hafız'ın divanından bir tefeül yapmak ister misin diye soran insanlarla bu edebi dilin tınısını yakalamaya çalışacaksınız.
İran, dünyanın en etkileyici İslam mimarisi örneklerine ev sahipliği yapıyor.
İsfahan’da Nakş-ı Cihan Meydanına çıktığınızda gün bitmesin isteyeceksiniz. Kapalı çarşısında çeşit çeşit el dokuması ipek ve yün halıları uygun fiyatlara alma fırsatı yakalayacaksınız. Şiraz’da Nasır el-Mülk Camii’nin sabah ışığında renk cümbüşüne dönen vitrayları sizi büyüleyecek. Çöl ortasında kurulmuş Zerdüştlük'ün kutsal şehri Yezd'in Fahadan sokaklarında kaybolacaksınız. Persepolis’teki antik Pers sarayları ve hepsi bir medeniyetin estetik anlayışının somut yansıması olan çeşit çeşit mimari yapının arasında kaybolacaksınız.
İran’a gitmek, sadece gezmek değildir.
Birçok ülkeyi gezilir, ama bazıları sizde kalır. İran, o kalanlardandır.
Abdullah Tarık Ömeroğlu